Kullanıcıların zamanının %20’si bilgisayar sorunlarına harcanıyor – ivobot

Morten Hertzum, Roskilde Üniversitesi’nde bilgi bilimcidir. Kopenhag Üniversitesi’nden meslektaşı Kasper Hornbaek ile birlikte yakın zamanda siber hayal kırıklığı konusunda derinlemesine bir çalışma yayınladı. Bu çalışmaya göre kullanıcıların zamanının %20’si hala önlenebilir teknik sorunlarla boşa harcanıyor. MIT Technology Review ile yaptığı röportajda Hertzum, geliştiricilerin kullanıcıları daha mutlu etmek için neler yapabileceğini ve gelecekteki karma gerçeklik vizyonlarının iyileştirmeler getirip getirmeyeceğinden bahsediyor.

Duyuru

Bilgisayarı kullanmak neden hala bu kadar sinir bozucu? Araştırmanız son yirmi yılda iyiye doğru pek fazla şeyin değişmediğini gösteriyor.

Kesinlikle iyileşmeler görüyoruz, ancak hayal kırıklıkları da hala yaygın. Bu kısmen bilgisayarların giderek daha karmaşık amaçlar için kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Örneğin, 2004 ile 2006 yılları arasında yürütülen ilk çalışmalardan bu yana çevrimiçi etkinlik önemli ölçüde arttı.

Artık akıllı telefon ve tabletlerde dokunmatik ekran gibi yeni arayüzler var. Kullanıcılar doğrudan geri bildirim aldığı için işleri kolaylaştırmalısınız değil mi?

Kullanılabilirlik araştırmacısı Morten Hertzum.

(Resim: Roskilde Üniversitesi)

Yeni arayüzler ve benzerleri, yeni kullanım durumlarına olanak sağladı ve hayal kırıklıklarını ortadan kaldırmaktan ziyade açıkça yeni kullanıcı gruplarının açılmasını sağladı.

Örneğin, dizüstü bilgisayarlardaki farelerin yerini dokunmatik yüzeyler almıştır, ancak dokunmatik yüzeyler birçok kullanıcı için daha yavaştır ve farelere göre daha fazla hatalı tıklamaya neden olur.

Bazen geliştiricilerin özellikle kullanıcılarını ciddiye almadıkları izlenimine kapılıyorsunuz. Sorunlardan biri bu mu?

Geliştiriciler birçok uzmana hizmet eder ve kullanıcılar bunlardan yalnızca biridir. Örneğin, şirketler ürünlerini rekabetten önce piyasaya sürmek isterler; bu, yazılımın yayınlanmasından önce dikkate alınması gereken önemli hususların örneklerinden biridir.

Geliştiricilerin kendi yazılımlarını kullanmaya zorlandığı test sürümünün, geliştiricilerin kullanıcılara daha fazla odaklanmasına yol açabileceğini düşünüyor musunuz?

Deneysel sürüm, kullanıcı farkındalığının ve takdirinin artmasına yardımcı olabilir. Bununla birlikte geliştiriciler, örneğin teknolojik bilgi, teknik sorunlarla başa çıkma isteği (teknolojinin sadece çalışmasını beklemek yerine), yazılım ve donanımın güncellenmesi vb. açılardan çoğu sıradan kullanıcıdan farklıdır. Dolayısıyla test sürümü testi muhtemelen kullanıcılar arasında hayal kırıklığına neden olan sorunların yalnızca bazılarını gün ışığına çıkaracaktır. Kullanıcı merkezli tasarım bağlamında ortak öneri, özellik değerlendirmelerinin geliştiricilerin kendileri tarafından yapılmaması gerektiğidir.

Platformlar arasında geçiş yapmak da sorunlu olabilir; B. iPhone’dan Android cihaza veya PC’den Mac’e Geliştiriciler burada neyi daha iyi yapabilir?

Kullanıcıları bir platformdan diğerine geçirme konusunda pek çok şeyin iyileştirilmesi gerekiyor, zira geçiş artık tamamen normal. Çok daha yaygın platformlar arası standartlar olmalı. Aynı şey bir platformdan diğerine veri aktarımı için de geçerlidir. Hala çok fazla komplikasyon var.

Son çalışmanız için kiminle röportaj yaptınız? Çoğunlukla profesyoneller mi yoksa düzenli kullanıcılar mıydı?

Bunlar bilgisayarları iş, eğlence ve eğitim amaçlı kullanan kişilerdi. Bu kategorilerin her birinde yaklaşık üçte biri.

İş yerindeki bilgisayarımızdan mı yoksa oyun oynarken mi daha çok sinirleniyoruz?

İnsanların iş yerinde, bilgisayarı eğlence amaçlı kullananlara göre daha fazla hayal kırıklığı yaşadıklarına dair hiçbir kanıt bulamadık. Ancak, en yüksek düzeyde hayal kırıklığıyla sonuçlanan görevlerden bazıları profesyoneller tarafından gerçekleştiriliyor.

Çok daha doğal bir işleyiş vaat eden karma gerçeklik sistemlerini tanıtmak üzereyiz. Yararlı olabilir mi? Yoksa farklı bir şekilde hüsrana uğramamız mı bekleniyor?

Karma gerçeklik sistemleri büyük olasılıkla yeni türde hayal kırıklıkları yaratacak, ancak aynı zamanda diğerlerinin sıklığını da azaltacaktır. Örnekler arasında çok yavaş ve yanıt vermeyen veya yetersiz İnternet bant genişliği olan sistemler yer alır. Bunlar karma gerçeklik sistemleriyle birlikte varlığını sürdürecek sorunlardır. Veya daha da kötüye gidiyorlar.

Kullanıcı arayüzü araştırmaları uzun süredir devam ediyor. Ancak kullanıcının hayal kırıklığı azalmaz. Araştırmayı yanlış mı yapıyoruz?

Son 10-20 yılda kullanılabilirlik araştırmaları ve değerlendirmeleri, kullanıcılar arasındaki hayal kırıklığının azaltılmasına önemli katkılarda bulundu. Sorun, insanların teknolojiyle yaşadığı olumlu deneyimlere odaklanma eğiliminde olmasıydı. Bilgisayar kullanırken sizi mutlu eden şey (örneğin, görevlerin hayal ettiğiniz şekilde çözülmesi) çoğu zaman sizi sinirlendiren şeyden tamamen farklıdır (örneğin, yavaş tepki veren bir sistem).

Araştırmalarına göre, bilgisayarla ilgili hayal kırıklıkları karmaşık olanlardan değil, çoğunlukla basit görevlerden kaynaklanıyor. Tasarımları neden bu kadar zor?

Bunlar çeşitli uygulama durumlarında, donanım kombinasyonlarında, yazılım sürümlerinde vb. çalışması gereken şeylerdir. Basit görevler bile karmaşık hale gelir.

Yazılım şirketleri yeterince öğrenme yeteneğine sahip mi?

Son yıllardaki gelişmelere rağmen hala gidilecek uzun bir yol var. Sorunun bir kısmı, kullanıcı merkezli tasarım için yerleşik yöntemlerin yeterince kullanılmayacağıdır. Sorunun bir diğer kısmı da BT’nin “hareketli bir hedef” olması, yani hedefin sürekli hareket etmesidir. Örneğin akıllı telefonlar giderek daha karmaşık hale geliyor ve giderek daha fazla amaç için kullanılıyor. Bu sürekli gelişim, bir yandan yeni olumlu deneyimler ve yeni fırsatlar yaratırken, diğer yandan işlerin -en azından geçici olarak- “bozulmasına” ve dolayısıyla hüsrana uğramasına da neden oluyor.


(bsc)

Haberin Sonu

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir